8 Nisan 2011 Cuma

Mustafa Akçay: Kendimi hep eksik hissettim / Röportaj


Tavşanlı Linyitspor’un teknik direktörü Mustafa Akçay, Eurosport.com Türkiye’nin sorularını yanıtladı. Hollandalı efsane Rinus Michels’in kariyerindeki yeri... İlk yarıdaki 5-0’lık Boluspor mağlubiyeti... Neden bir kitap kurdu olduğu ve Orhan Pamuk'un Nobel’i...


Tavşanlı Linyitspor’un amatör ligden profesyonelliğe uzanan dört yıllık uzun yol yürüyüşünde Mustafa Akçay çok temel bir durak. 2009’un 21 Kasım’ında takımın başına geçen Mustafa Akçay, bugün Bank Asya 1. Lig’de başarının parayla geldiği hipotezini alt üst etti. Antrenörlük kariyerine 1992’de Trabzonspor altyapısında başlayan Akçay, 1996-1997 yıllarında Ajax'ın yolunu tuttu ve orada Hollanda Futbol Federasyonu'nun düzenlediği Rinus Michels seminerine katıldı… Mustafa Akçay, bir hayli kısıtlı bütçesiyle Bank Asya 1. Lig’de şampiyonluğa oynayan Tavşanlı Linyitspor’u şaha kaldırdı.
Akçay, 1996-1997 yıllarında Hollanda'ya giderek Ajax'taki antrenman tekniklerini yakından izledi ve Hollanda Futbol Federasyonu'nun düzenlediği Rinus Michels seminerine katıldı.

Sezonun ilk yarısında, dördüncü haftada Boluspor’a karşı 5-0 mağlup oldunuz. Bu bir kaldıraç görevi gördü sanki.
 
Bazen bir kovayı çok fazla doldurursunuz kapağı kapatamazsınız. Dışarı taşmak zorunda kalır. Bu aşağılanmayı kabul edemezdik. Bazı şeyleri başarabilecek gücümüz olmasına var. O maçtan sonra bir dışa vurma oldu. O hafta içinde yaptığımız konuşmada da Bolu maçına kadar oynadığımız maçları çok kötü oynamamamıza rağmen sıkıntı çekmiştik. Bolu mağlubiyeti, bizim kendimizle yüzleşmemizi sağladı. Yeniden strateji belirlememizi sağladı. Bin nasihat bir musibetten iyidir. Bu bir bakıma İzmir’de Hasan Tahsin’in ilk kurşunu atması gibiydi.

12 maçlık periyotta sergilediğiniz performans, Samsunspor mağlubiyetiyle son bulmuştu. O maçın ardından özeleştiride bulunarak ‘gömleğimizin kolları kısa geldi’ demiştiniz.
 
Her insan için olduğu gibi takımlar içinde belli bir yükselişten sonra bir durma ya da gerileme söz konusudur. Sonuçta bu kadar fazla yükseğe tırmanmak oldukça tehlikeli. Hem fiziksel hem ruhsal açıdan. 12 maçı bulan zorlu periyotta hem ruhsal hem fiziksel yorgunluğun en uç noktasını orada yaşadık. Bu antrenman biliminde de geçerlidir. Fazlaya tamamlamaya gitmek zorundaydık. Bunu da 21 günlük süreçte Denizlispor müsabakasında tamamlamış olduk. Biz o durgunluğu biraz da fikstür şansımızla geride bıraktı. İçerde Diyarbakır’la oynamıştık. Samsunspor karşılaşmasında mücadele gücümüzü ve koşma isteğimizi ortaya koyamamıştık. Rakibi rahatsız eden dahası onu tırmalayan ve rakibine varlığının baskısını hissettiren bir takım olma hüviyetimizi unutmuştuk, ‘gömleğimizin kolları kısa geldi’ açıklamasını onun için yaptım.

“Kendimi hep eksik hissettim”
 
Bir şehir efsanesi neredeyse. Sizin çok fazla kitap okuduğunuz söyleniyor.
 
Yaşamım boyunca kendimi hep eksik hissederek yaşadım. Gerek bilgide gerek fiziksel yeterlilikte gerek topluma yapılan yardımlarda. Kendimi hep yetersiz gördüm ve daha iyisini yapabilir miyim sorusunu sormaktan vazgeçmedim. Okumanın bana bazı eksikliklerimi gidermede yararlı olacağı düşüncesiyle okuyorum. Eksikliğimi kapatmak, utanmamak için okuyorum. Aşağılanmamak için. Kötü bir davranışa muhatap olmamak için, kendimi korumak için okuyorum. Şu anda Katre-i Matem ve Mevlana’nın Mesnevisi’yle ilgileniyorum. Bir de Efendi kitabı.

Peki o halde edebiyatla devam edelim. Orhan Pamuk’un Nobel alması sizi mutlu etti mi?

Bir türk yazarının Nobel almasından son derece mutluyum. Hiçbir siyasi ya da farklı bir düşünceyle olaya bakmıyorum. Orhan Pamuk’un bir Türk yazarının Nobel alabileceği düşüncesini dünyaya duyurmasından dolayı mutluyum. Bundan sonra yazarlarımızın da yolu açıldı. Türkler uzun süreden beri Avrupalılar tarafından aşağılanır. Genelde Orta Asya’dan bu tarafa göçebe ve savaşçı olduğumuz söyleyip dururlar. Bizi uzun süreden beri yönlendirmeye, boynumuzdan çekmeye çalışırlar. Özgürlük duygusu, Türk ulusunun genetik yapısında var.

Ajax takımının idmanlarını yakından izlediniz. Hollanda'da katıldığınız Rinus Michels semineri futbola bakışınızı nasıl etkiledi?
 
O seminer beni son derece olumlu etkiledi. Öncelikle vizyonuma geliştirdi. Antrenörlük yaşamımda küçük küçük de adımlar atıyorsam, işte bu adımlarımda o seminer bana yardımcı oldu. Futbola bakışımda değişmeler oldu. Kendime dönük eleştiriler yapmamda da bana katkı sağladı. Türk antrenörlüğünün nerede olduğuyla ilgili, neler yapmamız gerektiğiyle ilgili bana ışık tuttu. Paradigmamı ve dünyaya bakışımı olumlu etkiledi.

Eurosport - Serhat Ramay

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...